Ekonomi

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti: (3)

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) Toplantı Özeti’nde, Kurul’un, enflasyondaki düşüşün bir an önce sağlanması, enflasyon beklentilerinin sabitlenmesi ve enflasyonun kontrol altına alınması amacıyla mali sıkılaştırma sürecinin devamına karar verildiği bildirildi. Fiyatlandırma davranışlarında bozulma.

TCMB Para Politikası Kurulu’nun 26 Ekim tarihli toplantısının özeti yayımlandı.

Özetle, enflasyon beklentilerindeki mevcut seyrin ve fiyat belirleme davranışlarındaki bozulmanın enflasyon görünümüne ilişkin yukarı yönlü riskleri canlı tuttuğuna dikkat çekilerek, şöyle devam edildi: “Tüketici enflasyonu yayılım endeksi Eylül ayında yüksek seviyesini koruyarak iki puana ulaştı. standart sapmaları tarihsel ortalamasının üzerindedir.” ifadelere yer verildi.

Özette, enflasyon beklentilerindeki aydan aya artışın yavaşladığı belirtilirken, Ekim Piyasa Katılımcı Anketi sonuçlarına göre mevcut yıl sonu enflasyon beklentisinin yüzde 67,22’den yüzde 68,01’e gerilediği belirtildi. 12 ay sonrası enflasyon beklentisi ise yüzde 44,94’ten yüzde 45’e yükseldi. Gelecek yirmi dört aya ilişkin enflasyon beklentisinin yüzde 23,87’den yüzde 25,82’ye, gelecek beş yıla ilişkin enflasyon beklentisinin ise yüzde 10,03’ten yüzde 11,76’ya yükseldiği belirtildi.

Özette, bu çerçevede enflasyonun yılsonunda Enflasyon Raporu’ndaki (Rapor) tahmin aralığının üst sınırına yakın kalmasının beklendiği, enflasyonun ana eğiliminde ise azalmanın olduğu belirtildi. aylık enflasyon izlenecek.

Öte yandan jeopolitik gelişmelerin, petrol fiyatlarından kaynaklanan enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturduğuna dikkat çekilerek, “Kurul, parasal gelişmelerin de etkisiyle Rapordaki patika doğrultusunda 2024 yılında enflasyondaki düşüşün sağlanmasında kararlıdır. Adımları sıkılaştırıyoruz.” değerlendirme yer aldı.

Parasal sıkılaştırmanın finansal göstergeler üzerindeki ilk etkilerinin görülmeye başladığına dikkat çekilen açıklamada, özette şu ifadelere yer verildi:

“Piyasa faizleri politik faiz oranlarına paralel hareket ederken bireysel kredi büyümesinde azalma başladı. Türk lirası mevduatlar artarken döviz ve döviz korumalı mevduatlarda da azalma başladı. Kredi büyümesinde ve kompozisyonunda normalleşme oldu. 13 Ekim 2023 itibarıyla 2022 sonuna göre bireysel kredi büyümesi Kredi bakiyesi 2013 yılı boyunca kredi kartlarında yüzde 118,9, taşıt kredilerinde yüzde 77,2, ihtiyaç kredilerinde yüzde 36,6, konut kredilerinde ise yüzde 23,5 arttı. toplam yüzde 58,9.

Parasal sıkılaştırma ve atılan diğer adımların etkisiyle yavaşlamaya devam eden bireysel kredilerin 4 haftalık ortalama artış oranı 13 Ekim 2023 itibarıyla yüzde 2,37 oldu. Taşıt kredileri ve ihtiyaç kredilerinde bu oran yüzde 0,63 ve yüzde 1,41 oldu. sırasıyla. Bireysel kredi kartlarında bu oran yüzde 4,82 gibi yüksek seviyelerde ancak bir yavaşlama gözleniyor. Öte yandan Türk lirası ticari kredilerin 4 haftalık ortalama artış oranı da aynı dönemde yüzde 2,18 oldu.”

Para transfer mekanizması güçleniyor

Özette, bir önceki PPK döneminden bu yana banka fonlama maliyetlerindeki artışa paralel olarak 165 baz puan artan tüketici kredisi (KMH hariç) faiz oranlarının 13 Ekim itibarıyla yüzde 60,5 olduğu belirtilirken, Aynı dönemde yatay seyreden taşıt ve konut kredisi faiz oranları ise 13 Ekim itibarıyla 165 baz puan arttı. Oranların sırasıyla yüzde 46,7 ve yüzde 41,5 olduğu bildirildi.

Özette, Türk lirası ticari kredi faiz oranlarının 608 baz puan artarak yüzde 49,3’e yükseldiği kaydedilerek, şöyle devam edildi: “Haziran ayından bu yana sadeleşme süreci kapsamında bankacılık sisteminin sağlıklı işleyişinin sağlanmasına yönelik alınan tedbirlerle, İlk olarak Türk lirası ticari kredi akışı sağlandı.” ifadeler kullanıldı.

Özetle, bölümde haziran ayında yüzde 0,34 artan Türk lirası ticari kredilerin temmuzda yüzde 2,38, ağustosta yüzde 2,26, eylülde ise yüzde 2,52 büyüdüğü belirtildi.

Özette, bu dönemde Türk lirası mevduat faiz oranlarının 18 Ağustos haftasında yüzde 24,9, 15 Eylül haftasında yüzde 33,5, 13 Ekim haftasında ise yüzde 37,9 olduğu vurgulanarak, şöyle gerçekleşti: kayıt edilmiş:

“Buna paralel olarak Türk lirası mevduatlar artarken, hem döviz korumalı hem de döviz mevduatlarında düşüş gözleniyor. Son dönemde makro ihtiyati çerçevede sadeleşme süreci kapsamında atılan adımlar ve siyasi ilginin artmasıyla birlikte, döviz mevduatlarındaki artış da gözleniyor. Türk lirası araçlara olan talebin kredi ve mevduat faiz oranlarındaki artışla finansal transfer mekanizmasının güçlendiği değerlendirildi.

Doğrudan yabancı yatırımlar, dış finansman koşullarının istikrarlı seyri, rezervlerdeki artışın devam etmesi, cari işlemler hesabındaki talebin yeniden dengelenmesi ve Türk lirası varlıklara yönelik iç ve dış talebin artması fiyat istikrarına güçlü katkı sağlayacaktır. “Son dönemde yapılan anlaşmalarla teknoloji yatırımlarını ve üretim kapasitesini geliştirecek alanlarda artacak doğrudan yabancı yatırımlar, önümüzdeki dönemde de dış finansmanı destekleyecektir.”

Özetle, yurt içi belirsizliklerin etkisiyle 22 Mayıs’ta 703 baz puanla bu yılın zirvesine ulaşan Türkiye’nin 5 yıllık Kredi Risk Primi (CDS), önceki PPK döneminde 385 baz puana gerileyerek, son dönemde artan jeopolitik risklerle birlikte gelişmektedir. Diğer ülkelere paralel olarak 25 Ekim’de 417 baz puana yükseldiği belirtildi.

Özette, mevcut PPK döneminde Türk lirasının 1 ay ve 12 ay vadeli döviz kuru oynaklıklarının sırasıyla 4,8 ve 1,0 puan azalarak sırasıyla yüzde 11,0 ve yüzde 27,9’a gerilediği belirtiliyor. 25 Ekim itibarıyla risk priminde ve döviz kuru oynaklıklarında Haziran ayından itibaren düşüşler başladı. Toplam 1,69 milyar dolarlık net portföy girişinin, 500 milyon dolarının Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) piyasasına, 1,19 milyar dolarının ise borsaya geldiği kaydedildi.

Özetle, TCMB’nin uluslararası rezervlerinde haziran ayında başlayan güçlü artış eğiliminin devam ettiği belirtiliyor: “TCMB brüt uluslararası rezervleri, 2022 yıl sonu itibarıyla 128,8 milyar dolardan 98,5 milyar dolara geriledi. Mayıs ayı itibarıyla ise 20 Ekim 2023 itibarıyla 126,1 milyar dolara yükseldi.” değerlendirmesine yer verildi.

“Sisteme giren Türk lirası likidite yakından takip ediliyor.”

Özette, politika faizinin enflasyonun ana eğilimini azaltacak ve orta vadede yüzde 5 enflasyon hedefine ulaşacak mali ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleneceği vurgulandı.

“Enflasyon görünümü ve yukarı yönlü riskleri dikkate alan Konsey, fiyat istikrarı hedefi doğrultusunda para politikası çerçevesinin güçlendirilmesini değerlendirdi. Yüksek enflasyonun makroekonomik istikrar ve özellikle finansal istikrar açısından oluşturabileceği risklere de dikkat çekildi. Nakit sıkılaştırma” Enflasyon görünümünde net bir iyileşme sağlanana kadar gerekli zaman ve ölçüde gerçekleştirilecektir.” Heyet, enflasyondaki düşüşün bir an önce sağlanması, enflasyon beklentilerinin sabitlenmesi ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması amacıyla mali sıkılaştırma sürecinin sürdürülmesine karar verdi.

Bu kapsamda Konsey, siyasi faiz oranı olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 30’dan yüzde 35’e yükseltti. Misyon, piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artıracak ve makro-finansal istikrarı güçlendirecek şekilde mevcut mikro ve makro ihtiyati çerçeveyi basitleştiriyor. Sadeleştirme süreci, etki analizi dikkate alınarak kademeli olarak ilerlemektedir. “TCMB tarafından yapılan düzenlemelerin etki analizleri, söz konusu çerçevenin tüm bileşenleri için enflasyon, faiz, döviz kurları, rezervler, beklentiler, menkul kıymetler ve finansal istikrara yansımalarıyla birlikte bütünsel bir bakış açısıyla değerlendirilerek yapılıyor. “

Bu kapsamda özette, Türk lirası mevduat payının artırılmasına yönelik ek adımlarla nakit transfer sisteminin güçlendirilmeye devam edileceği, Kurul’un nakit sıkılaştırma sürecini destekleyecek seçici kredi ve niceliksel sıkılaştırma kararları almaya devam edeceği belirtildi. aynı zamanda faiz oranlarını da artırıyor.

Bu kararlarla, temel politika aracı olan siyasi faizin nakit, finansal koşullar ve beklentileri etkileyeceği özette belirtilirken, amacın Türk lirası likidite ve tüketim talebindeki fazlalıkları dengelemek ve artışları artırmak olduğu belirtildi. Para politikasının etkinliği.

Özette, döviz kuru gelişmelerinin etkisiyle kur korumalı mevduat hesaplarının kur farkı ödemeleri nedeniyle finansal sisteme giren Türk lirası likiditesinin yakından takip edildiği belirtilerek, şu değerlendirmelere yer verildi:

“Mevcut piyasa koşulları ve önümüzdeki döneme ilişkin likidite projeksiyonları dikkate alınarak yapılan etki analizleri çerçevesinde gerekli adımlar atılmaktadır. Enflasyona ilişkin göstergeler ve ana eğilimi yakından takip edilecek ve Kurul, tüm araçları kendi imkanları dahilinde kullanmaya devam edecektir. Fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elden çıkarma kararı alınacaktır. Kurul, kararlarını öngörülebilir bir şekilde alacaktır.” “Veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede veri almaya devam edeceğiz.”

(Bitti)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu